Söz söylemek bir sanattır. Ağızdan her çıkan, kalemden her damlayan söz, aynı niteliği taşımaz. Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı demiş atalarımız. Doğruyu, doğru yerde ve doğru zamanda söylemek sadece sanat değil aynı zamanda cesaret işidir. Sanat ve cesaret ayrılınca, her iki tarafta eksik kalır. Sanat için derinlik, cesaret için yüreklilik gerekir. Yani anlayacağınız, öyle oturup aklınıza geleni geldiği gibi söyleyemiyorsunuz. Söylemek için konuyu, kanunu, ortamı, kültürü, sosyoloji, psikoloji, siyaset, tarih ve stratejiyi bilmeniz gerekir. Bunların tümünü bilmek ve bunları harmanlamak gerekir. Çıkan harmanı uygun bir zeminde yatırmak ve rüzgara savurmak… İşte o rüzgâr işi sıkıntılı. Rüzgarın nereden geldiğini de iyi bilmek lazım. Rüzgarı iyi hesaplamazsınız, emekler boşa gider. Lakin zemin tümünden önemli. Harmanı yatıracak zemin yoksa, sıkıntı büyük. İşte bizde 7 yıl önce yeni bir zeminde söz söylemeye başlamıştık. Söz söylesek iyi artık sonsözü söyleyeceğiz diye sözleşmiştik. Ekip olarak eski gazetemizle vedalaşıp yeni gazeteye geçmiştik. Hepimiz aynı mı düşünüyorduk? Aynı mı konuşuyorduk? Aynı mı yaklaşıyorduk? Kesinlikle hayır. Ama biz böyle güzeldik. Tek taraflı, tek kutuplu olmamalıydık. Temel kavramlarda buluşan, yeri geldiğinde birbirini ve kendini eleştirebilen, doğaya, çevreye, kültüre, ahlaka ve insan duyarlı… Yaptık mı yapabildik mi bilmiyorum. Onu siz değerli okurlarımız söyleyeceksiniz ama biz elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Sizde bizi okuyarak bizi onurlandırıyorsunuz. İyiki varsınız değerli okurlarımız. İyiki varsın sonsöz gazetesi. Ercan Atay abinin şahsında tüm personelimiz, yazarlarımız ve okurlarımızı tebrik eder nice seneler dilerim…