DEMİRTAŞ'A AÇIK MEKTUP

30-05-2016

Türkiye Cumhuriyeti siyaset arenası, basit oluşumların karmaşık ilişkileri ile ömür süren ikinci sınıf bir sistemi tarif eder.

Dünyada ki alışılmış siyasi yapıların aksine; gelişen ülke, insana saygı, halkı bütün bir şekilde temsiliyete dahil etme ve istikrar sürene kadar iktidar kavramlarının aksine, bu ülke de siyasi yapı, şartlar ne olursa olsun sonsuza kadar iktidar fikrini savunur ve bu uğurda tepkiler geliştiren bir sistem ile devamlılığını sağlamaya çalışır.

Bu sistemin içerisinde siyasi partiler kendi ömürlerinin uzaması için, halkın bütün değerlerini, dokunulmazlarını, din, ırk, örfi bütün hassasiyetlerini kullanmaktan asla çekinmezler. Bu denli belden aşağı sitem ve ısrara rağmen bu ülkede hiçbir siyasi partinin ömrü, ortalama bir insan ömrü kadar bile uzun olamamıştır.

CHP bu genellemenin dışında bir görüntü sergilese de, onun da siyasi anlayışında ki mananın defalarca değiştiğine şahit olduk. Siyasi manasında değişiklikler yaşayan bir partinin hiç değişmediğini söylemek hayal olur.

***

Şimdi gelelim asıl mevzuya: Allah aşkına siz olsaydınız şimdi, size oy verir miydiniz ey başkan! Bu denli basit bir siyasi yapının içinde bile acemi bir çaylak görüntüsü veren partinizin eli kolu bağlı çaresiz teslimiyetini ve alternatif üretmekten uzak kalışını hayal kırıklığı ile izliyorum. Büyütülen umutların yer ile bir oluşuna, meclisteki varlığınızın ülkede ki ölümler karşısında seyirci kalmasını hayret ile izliyorum.

Bu ülkenin özü, değerleri, huzuru, istikrarı ve barışı için bu denli hazırlıksız olmanızı hayretle karşılıyorum. Ki bu kadar ciddi bir bekleyişten sonra aşılan barajın ardından, büyütülen umutların farkında olmanız gerektiğini düşünüyorum. Bu umutların karşılığı olması gereken siyasi projeleriniz nerde diye sormak istiyorum. İnsanlığın kendisi ile ilgili barış düşlerine dair sizin verdiğiniz sözlerin karşılığının ne olacağını ve hala neden olmadığını ısrarla bekliyorum ve beklemeye devam edeceğim.

Büyütülen umutlara karşılık size tanınan bu büyük şansın, bu denli basit bir şekilde çürütülmesi ve harcanmasına kızıyor ve kırılıyorum.

Seçimlerin başında halkın çoğunu memnun eden milletvekili listesinde ki çok renklilik ve çeşitlilik kavramının parti içerisinde bir iletişimsizliğe sebep olmuş gibi görüntü veriyor olması ayrıca düşündürücü, milletvekilleriniz arasında ciddi bir kopukluk görüntüsü vermektesiniz, haberiniz ola.

***

Sayın Demirtaş,

Sizler bu ülkenin sosyal refahına ve toplum barışına hizmet etmek, alternatifsiz bırakılmaya çalışılan ülke siyasetine alternatif üretmek, tıkanan siyaset arenasında yol açan olmak, din, dil ırk gözetmeden topyekûn bir insanlığa hizmet için seçildiniz, bunu önemsemeli, duruşunuzu bu denli geliştirmeli, gerçek hissettiklerinizi dolaylı yoldan değil, bu ülkenin halklarına en açık şekli ile izah etmelisiniz…

Bu ülke de insan öldükçe ve ölmeye devam ettikçe siz ve sizler başarısızsınız. Barış için gereken bütün yollar denemeli ve bu toplumun size yüklediği sorumluluğun gereğini yapmalısınız.

Anlayacağınız başkan çoğu dediğinize, açıkçası ben katılmıyorum ve  toplumun çoğu katılmıyor gibime geliyor. Fakat ben sizin insan olarak söz söyleyebilme hakkınızı sonuna kadar savunacağım.

Son olarak sizden istirham ediyorum;

Yollar tıkandıysa, yol açın.

Gözleriniz kapatıyorlarsa, bağırın.

Seslerinizi kesiliyorsa, ellerinizi kaldırın.

 

Bedeninize zulüm ediyorlarsa, mazlumca direnmeye devam edin.

Dinleyen yoksa bir dinleyen buluncaya kadar vazgeçmeyin.

İnandıklarınız yanlış ise; doğruya dönmekten utanmayın.             

Söz konusu insan onuru ise ölmekten korkmayın.

Ama ne olursa olsun sakın ha, barıştan, sevgiden, kardeşlikten ve insanca yaşamaktan vazgeçmeyin!

Sevgi, selam ve dua ile…

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?