GÜNDEME İYİLİK DİLİYORUM

07-09-2016

Doğrusu gündemi iyi takip eden ama gündem hakkında pek yazma alışkanlığı olmayan biriyim.

Genelde evrensel konular hakkında, öznel yorumlar geliştirme gayretindeyim. Bunun böyle olmasının birkaç sebebi var.

***

Birincisi; Bu ülkede kötü sürekli değişiyor. Yani önce kötü olan, sonra iyi olabiliyor, şimdinin kötüsü yarının iyisi olarak karşımıza çıkabiliyor.

Bununla ilgili olarak elimizde maalesef bir kontrol mekanizması yok. Tamamen ulusal medyanın yönlendirmeleri neticesinde bir rota izleniyor.

Durum böyle olunca, güncel olarak yazılan gündem, kül olup rüzgâra karışıyor. Zaman yazana yazdığını bile hatırlatmayacak kadar tuhaf bir hal alabiliyor. Bundan ötürü bugün yazdığıma yarın ağlamak istemiyorum.

Mesela çözümün akilleri nerde, bilen var mı? O akillerin çözüm ile ilgili aklından geçenlerden haberi olan var mı? Peki, çözümün akil insanları ile ilgili olumlu veya olumsuz yazanların, bugüne dair bir fikri var mı? Sonuç; yok.

***

İkincisi; Bu ülke de gündem rota çiziyor. Daha çok toplumu farklı şeylere yönlendirme gayreti taşıma amaçlı politik hamleler hep gündemde diri tutuluyor.

Bundan ötürü de toplum düşünmüyor, düşündürülüyor. Muhalif kesimler objektiflikten uzak.

Çözüm üretme veya alternatif var etmekten çok ya hüzün ya da nefret doluyor. Bu da toplumda ciddi sosyal kutuplaşmalar ve tabansal ayrışmalar var ediyor.

Hâlbuki gerçekte toplum, kendisine sunulan şeffaflıktan uzak masalsı gündeme uymaz, gerçekçi ve şeffaf gündemler var eder. Siyasi aktör ve kişilere yön verir.

Ülkenin gelişimi açısından atılması gerekilen adımlar konusunda öncülük eder.

Vekil seçtiklerine, toplumun sosyal, ekonomik eksikliklerini beyan eder, bildirir ve gereğini ister. Hukuksal bütün aksamalara demokratik yönden tepkisini koyar.

Kanun yapıcıları vicdani olarak denetler, birey olarak yapılan kanunları yorumlar, kitlesel olarak hakkı olan ister. Toplum birlikteliğinin gündem ile ilgili tavrı bunu gerektirir.

Sanırım bizim bu konular ile ilgili daha da ilginç bir problemimiz var. Toplumsal birliktelik ve barış. Bunu sağlayamayan bir toplumun siyasi iradeden bir çözüm üretmesi konusunda var ettiği onca yıla yayılmış umutlar silsilesi mevcut. Allah’ın aşkına bu ülke de paylaşılamayan nedir?

Her karışına can kurban memleketin, doğusuna ve batısına yan baktıran zihniyeti, bu ülke de icat eden, toplumsal kutuplaşmanın var olmasını sağlayan ve ayrışmanın devamlılığı konusunda ısrar eden köhnemişler kimlerdir.

***

Düşünebiliyor musunuz? Yan yana iki masanın düşledikleri arasından okyanuslar geçiyor.

Bu özünde iyi gibi bir şey olsa da bu ayrıklık, farklılıktan daha fazla bir kutuplaşma tarzında olduğundan, zamanla ruhsal çatışmalara varan toplumsal gerginlikler var ediyor.

Bunun böyle olmasından son derece memnuniyet duyanlarda bu kutuplaşmanın, en kutbunda toplumu bir sonraki hamlede yönlendirecek rotalar çizmeye devam ediyor.

***

Canlar;

İşte bu yüzden, gündem ile aram pekiyi değil. Ben daha çok gündeme umut diliyorum.

İnsanlığa iyilik, dünyaya huzur, geçmişe rahmet, geleceğe dair merhamet dileklerimi diri tutmaya ve yaşatmaya çalışıyorum.

Son zamanlarda yazılarımla ile ilgili dikkat çeken bir okuma azlığı çarptı gözüme, açıkçası sebebini tam olarak bilmediğim bu konunun gündem ile ilgili yazmadığım için olabileceğinden şüphe ile de böyle bir yazı yazma ihtiyacı duydum. Sevgilerimle.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?