GENEL BİR ANALİZ

21-08-2015

Güzel ülkemin büründüğü hazin halin son derece üzücü olduğu bu atmosferde yüreği yananlara sabır, sebepsiz yere göçüp gitmişlere Allah’tan rahmet ve merhamet diliyorum. Şiddetin ve kaosun her türlüsünün ülkeye manevi ve maddi zarar getirdiğini bildiği halde, şiddete ve kaosa taraftar olan insanlıktan yoksunları ise Allaha havale ediyor ve taşıdığım insani ahlak ile onları kınıyorum.

Sevgili okurlar;

Ülkenin geldiği durum son derece karmaşık, fakat gelinen durumun yol haritası son derece net.

Peki, neden böyle oldu?

Şöyle ki:

Özveriden ve samimiyetten yoksun bir din anlayışı türedi. Kesimlerin kendini üstün gördüğü, dindarların kendinden olmayanlara üstten baktığı bir zihniyet doğuran bu anlayış toplumda etkiye tepki mantığı ile dine karşıt taraf olan bir kesim var etti.

Bu kesimin kendini savunma sistemi dindarların kendilerine karşı olan hoşgörüsüzlüğü oldu. Tabi bu hoşgörüsüzlüğün olup olmadığı ile ilgili kesin ispatlar elde etmek çok zor bir durum.  Fakat insanların geliştirdiği büyük toplumsal tepkilerin de doğruluk değeri oldukça değerlidir. Bu yüzden karşıt bütün tarafların varlığına inanmaktan başka çaremiz yok.

Nihayetinde bu durum ülke de dinci ve din karşıtı kesimlerin varlığını belirginleştirdi.

Bu durum toplumun ayrışmasında ki ilk adım olarak kabul edilebilir.

 İnsanlığı göz ardı eden bilim baş gösterdi. Elbette ki bilim insancıl değerler içinde geliştiği sürece değerlidir.

İnsanlık değerlerini göz ardı eden bilimin insanlığa fayda konusunda olumlu bir etki oluşturması son derece zordur. İnsanlığı ve insanlık değerlerimizi göz ardı eden bilimin sonucunda eğitim kalitemizde belirgin bir düşüş, bilim üretim kurumlarımızda negatif olmasa da ciddi durağanlık gösteren bir tavır gözlendi.

Üniversite sayılarının çoğalmasına paralel bir demokrasi gelişimi, ekonomik kalkınmışlık gösteremedik.

Tam tersine üniversiteler ekonomik gelişimlerin oluşmasında bilimi kullanacak kurumlar olma yerine, ekonominin kötü olan yerlerde, nakit girişini artıracak bir oluşum olarak görüldü. Bu saçma sapan zihniyet bilimin ekonomiye katkısını bu şekilde kurma talihsizliğini gösterdi.

 Ahlak ilkelerimiz ya yok oldu ya zayıfladı ya da yoğun şekilde ayıplandı ve horlandı.

Bunun sonucunda da toplumda bir çözümleme meydana geldi.

Bu çözümleme toplumda bir duyarsızlık, samimiyetsizlik var ederek toplumda ciddi tahammülsüzlükler oluşturdu. Sonuç itibari ile atasının yaptığını saçma bulan zihniyet, kendisinden mantıklı yaptırımlar üretemeyince conilerin yaptıklarına özendi, süre gelen bu durum bu özentileri huy ettirdi.

 Toplum bir anda bir tarih kaybına uğrayarak ciddi kimlik arayışlarına yöneldi. Tabi bu kimliklerin birçoğu da birbirine benzemeyince herkes en doğrusu benimdir mantığına bürünerek kendisinden olmayan herkesi dışladı.

 Son derece bilgili, medeni, bakımlı fakat karaktersiz bir kesim oluştu. Bu kesim insanlığımıza doğruları, yanlış şekilde yapma alışkanlığı konusunda rehberlik görevi yaptı. “Biliyorsanız, susmayın, o kim ki seninle böyle konuşacak, etraf öküzler ile doldu” gibi sözcükler hep bu kesimin bu topluma kazandırdıklarıdır.

Maalesef bu karaktersizler ilmin ve bilginin çeşmesi fakat içilmezidirler.

 Babaların ektiklerini biçenlerin varlığında ciddi yükselişler meydana geldi. Çalışmadan kazanılan zenginliklerin sonuncunda tembelleşen nesil, tembel olmaktan daha fazla olarak ta toplumsal değerlerden yoksunlaşmaya başladı.

Kazanmayınca kolay harcadılar, fakat fakirin varlığına karşı olan sorumsuzlukları hat safhayı buldu. Bundan ötürü de toplum dengesinin en önemli ayağı olan fakir ve zengin dengesi alt üst oldu.

 Ve ilkesiz siyaset doğdu… İlkesiz siyaset, Menfaat temelli siyasetin en kısa tanımıdır. İnsanlığın, insanların menfaatine kurban edildiği sisteminde birebir kendisidir.

İlkesiz siyaset İnsanların kandırıldığı ve sömürüldüğü, asılsız sözlerin verildiği, gencecik çocukların kanının bulaşıldığı ve her yönüyle pislik kokan sistemin birebir kendisidir. Maalesef bizim de en büyük sıkıntımız budur.

Bir gün önce bu adam kötüdür diyen adamın, iki gün sonra o kötüdür dediği adamın sağ tarafında arsızca bulunmasını kaldırabilecek kadar ilkesiz bir siyaset maalesef bizim de sorunumuzdur.

Tabi, toplumun ve ülkenin yaşadığı bu sıkıntılar uzun bir zamanın getirisidir. Bu yüzden de bu sıkıntıların bir anda düzelmesini beklemek son derece yanlıştır ki düzelmez de.

Fakat bir yerden başlamak lazım mantığı ile herkes yaptığı bir yanlıştan bile vazgeçse, birçok doğrunun oluştuğunu göreceğiz.

Allah aşkına gelin hep birlikte doğrulalım, doğru olanı yapalım ve doğru yolda hep beraber yürüyelim. Şiddetin ve kaosun her türlüsüne yok diyelim ve huzurdan, barıştan yana olalım.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?